Bazen Hayattan Tamamen Uzaklaşmanız Gerekir
- Mücahit Sakar
- 27 Nis 2019
- 2 dakikada okunur

Günlük rutin içerisinde hepimizin istekli ya da zorunlu olarak yaptığı çeşitli şeyler var; okula gitmek, çalışmak, sosyal aktivitelere katılmak ve bunun gibi onlarcası.. Her ne kadar yaşarken fark etmesek de bütün bunlar bizi bir döngünün içerisine dahil ediyor. Eğer dönem dönem bu döngünün dışına çıkıp kendi varlığınızı her şeyden soyutlanarak ele almazsanız içsel huzurunuzu korumanız zor olacaktır. Çünkü, tıpkı telefonların olduğu gibi bizim de yıpranma payımız var ve bunun hayatımıza problem çıkarmasının önüne geçmek için kendimizi bir üst sürüme taşımamız gerekiyor.
Bu konuda kişisel olarak uyguladığım en iyi çözüm ise; yılda 10 gün hayattaki tüm sorumlulukları, eğlenceleri, aktiviteleri ve planları bir kenara bırakıp kendimle yüzleşmeye odaklanmak. Yıllık izinlerde tatile gitmekle benzer mantık gibi gözükse de benim tatile yüklediğim misyon, arkadaşlarımla geçirmek değil kendi içime bir yolculuk yapmak. “Hayatın Muhasebesini Yapmak” adlı yazımızda belirttiğimiz ‘düzenli olarak kendini denetleme’nin toplu versiyonu da diyebiliriz bu süreç için. Bu süreçte insan sadece kendisine ve evrene odaklanır. Bu hayatta nasıl bir yer kaplıyoruz? Yaşam amacımız nedir, o amacı belirledik mi, son bir seneyi bu amaca uygun olarak geçirdik mi?
Bunları hayatın olağan akışı içerisinde de düşünebilirsiniz fakat kendinizi sorgulama biçiminiz ve alacağınız kararlar o kadar radikal olmayacaktır. Ayrıca kendinizi gözlemlerken yapacağınız analizlerde de büyük hata payları olacaktır. Bu çok normal, çünkü sabah işe gidip bütün gün yorulan ve ertesi sabah yine işe gidecek birinin akşam birkaç saatte bu konuları derinlemesine düşünmesini bekleyemeyiz. Aynı şekilde hafta sonu arkadaşlarla vakit geçirmek gibi aktivitelere de ihtiyacınız var, dolayısıyla o içsel yolculuğu yapacak bir vakit olmuyor. Yılın 10 günü yapılan böyle bir hayattan kopma deneyimi, var olandan farklı biri olmanızı sağlayacaktır. Farklılaşma olmazsa hayat sizin için giderek daha da anlamsızlaşabilir ve bir süre sonra hiçbir şeyden keyif almayan, hayatta mecburiyetten dolayı yaşayan biri haline gelebilirsiniz. Sokağa çıktığımızda çok sayıda kişinin canı sıkkın ve umutsuz bir yüz hattına sahip olmasının nedenlerinden biri de bu aslında.
Comentários