top of page

İnsan Beynine Giden Üç Aşama


İnsan beyninin içi, tarih boyunca tam olarak keşfedilemeyen sınırlı sayıdaki durumdan birisi. Bununla birlikte, beynimizde bulunan üç kısımla ilgili temel bir bilgiye sahibiz. Limbik, Neokorteks ve Sürüngen Beyin. Nitekim firmalar ve siyasetçiler de bizleri kendi fikirlerine ya da ürünlerine ikna etmek için de bu üç kısma odaklanırlar. Bunlardan birini ya da ikisini seçerken, reklam çalışmalarını ve söylemlerini de bu doğrultuda belirlemekteler. Bu seçimler de genellikle hedef kitlesine paralel olarak yapılır.


Beyne giden üç kısımdan ilki; sürüngen beyin. Bu kısımda amaç hayatta kalmaktır. Dolayısıyla etraftaki tehlikelere öncelik verilir. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en alt basamak olduğunu söyleyebiliriz. Beynin bu kısmına odaklanan kişiler, “ya bizimle ya hiç” stratejisine odaklanmaktadır. Bu düşünceye göre kişiler tehlike altındadır ve tek çaresi o ürünü almasıdır. İkinci kısım olan limbik sistem ise mantık temellidir. Dolayısıyla limbik sistemi ikna etmenin yolu, en pragmatik imkanları vaat etmektir. Fiyat/performans açısından en ideal ürünleri üreten firmalar genellikle beynin bu kısmına odaklanır. Böylelikle beyin, o firmadan alınacak ürünlerin en ideal seçim olduğunu tüketiciye söyler. Beyindeki son filtre olan neokorteks ise duygu ağırlıklı bir bölüm. Bu kısmı ikna etmek için hikayeler oluşturmak ve müşterinin kendisini iyi –ya da havalı- hissettirmek gerekiyor. Günümüzdeki pek çok markanın oluşmasında beynin bu sisteminin önemli rol oynadığını söyleyebiliriz.


Aslında beynin bu sistemler sadece şirketler için değil, ilişkilerde de geçerli. Duygu ve ilgiyi öncelik tanıyanların yanı sıra ilişkilerde mantığa odaklanan pek çok kişi olduğunu da görebilirsiniz. Bunun yanı sıra, bazı kişiler de hayatlarının dip anlarındadır ve o anda kendisini psikolojisini düzeltebilecek tek kişiyle olmak ister, bu da aslında sürüngen beyinle ilgili bir durum. Tüm bunlar, ikili ilişkilerinizde ya da bir firmada çalıştığınızda yapabileceklerinize dair önemli mesajlar sunmakta. Verilen kararların neredeyse tamamının bizden bağımsız olarak beynimiz tarafından verildiğini düşünürsek iyi bir strateji, sizi her alanda başarılı konuma getirebilir. Elbette öte yandan, insan beyniyle ilgili çalışmalar arttıkça bunun kötüye kullanımı olasılığı da geleceğe dair distopyaları düşündürmüyor değil.

 
 
 

Comments


  • Facebook Clean
  • White Instagram Icon
  • Twitter Clean
bottom of page