Orta ve Büyük Firmalarda İnsan Kaynakları Yönetiminin Zorlukları

Hali hazırda orta-büyüklükte olup büyük firma olmaya doğru giden şirketlerde görülen en büyük problemlerden biri, genç çalışanların 1-2 yıl sonra işi öğrenip firmadan ayrılması. Bu durumda şirket de sürekli olarak teknik ekiplerini yenilemek zorunda kalıp alacağı verimliliği düşürüyor. Bu durum şu anda piyasadaki İnsan Kaynakları Yöneticilerinin elindeki en büyük vaka örneklerinden biri. Aynı problemin büyük firmalarda da geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Orada da, çalışanlar bir süre sonra mevcut kurumsal yapıdan bunaldıkları için kendi start-up şirketlerini kurmak üzere firmadan ayrılıyorlar.

Bu konuda İnsan Kaynakları alanında çalışanların ya da çalışmak isteyenlerin ilk olarak odaklanması gereken detay; personelle karşılıklı kazan-kazan (win-win) felsefesinin oluşturulması. Bu sadece personele sürekli zam yapmakla ilgili değil. Bazen çalışanlar –kabul edilebilir ölçüdeyse- diğer firmalara göre daha düşük maaşlarda çalışmayı da kabul edebilir, önemli olan ona şirket içerisinde sunduğunuz ortam. Mesela şirket içerisinde kendi hayalleri için bir şey yapabiliyor mu? Mental olarak kendisini iyi hissetmesi için firma olarak bir şey yapıyor musunuz? Çalışan kendisini firma için değerli hissediyor mu? Eğer orta ya da büyük firmadaki bir çalışan işten ayrılıyorsa nedenleri muhtemelen bu üç sorunun arasındadır.

Sizin yapabileceğiniz ise, çalışanlara bu imkanları sağlayacak teknikleri geliştirmek. Mesela bir Psikolojik Danışman ve Kariyer Danışmanı ile anlaşıp çalışanlarınızı hedeflerine bağlı olarak bu uzmanlara yönlendirebilirsiniz. Aynı şekilde, firma olarak düzenli bir sosyal sorumluluk projesi yapıp isteyen çalışanları buna dahil edebilirsiniz. Tüm bunlar çalışanın şirket bağlılığını artıran gelişmelerdir.

Bir de İç Girişimcilik ve Yetenek Yönetimi stratejileri var elbette. Onları ayrı bir yazıda ele aldığımız için (İç Girişimcilik diye aratarak bulabilirsiniz.) değinmeyeceğiz fakat şunu söyleyebiliriz; çalışanlar artık kendileri de ürün geliştirme sürecinde olmak istiyor. O heyecanı yaşamak, girişimcilik tutkusunu hissetmek istiyorlar. Bazıları bunu yapıp kendi işini kurarken pek çok insan hali hazırdaki düzenlerinden dolayı yapamıyor fakat işlerinde de bu nedenle huzursuzlar. Eğer onların da ürün geliştirme sürecinde olacağı bir sistem geliştirebilirseniz sadece mevcut çalışanları mutlu etmek değil, firmanızda çalışmayan kişiler için de çalışılmak istenecek bir yer haline gelebilirsiniz.

Şu anda öğrenci olan ya da yeni mezun okuyucularımız ise bu sistemleri kendileri inşa ederek İnsan Kaynakları alanında fark yaratabilir. Bir firmaya bağlı çalışmak zorunda değilsiniz, kendi sistemlerinizi gerçek hayatta uygulayabilirseniz danışmanlık yapma imkanınız da bulunuyor. Firmalar size gelip problemlerini anlatır, siz de bir süreç tasarlayıp onlara çeşitli fikirler ve organizasyonlar satabilirsiniz. Şu anda size ütopik gelse de aslında öyle değil. Katma değerli bir bilgiyi (know-how) pazarlayabildiğiniz takdirde kimse sizin yaşınızı ya da okuduğunuz okulu umursamayacaktır. Tabi bunun meyvelerini almak için sıkı çalışmak ve başlarda biraz reddedilmeyi göze almak gerekiyor, açıkçası bu durum her alanda var.