Rota Önerileri #5 - Kuzguncuk ve Merdivenleri
- Mücahit Sakar
- 15 Nis 2019
- 1 dakikada okunur

İstanbul’u bu kadar sevmemin en önemli nedenlerinden birisi, spesifik olarak huzur veren noktaları. Canım sıkkın olduğunda, bir şeyleri düşünmek ya da sorgulamak istediğimde buralarda zaman geçirmek o anda iyi geliyor. Bu serinin ilk yazısındaki Sağır Han bunlardan birisiydi, Kuzguncuk’taki merdivenler de aynı listenin zirve yerlerinden birisi. Özellikle de merdivenin en üst basamaklarına çıktığınızda hem yokuş aşağıya hem de Boğaz’a bakmak insana ilginç bir his yaşatıyor. Tabi bir de sahil kesimine göre daha sessiz olmasının bunda büyük payı var. Evine giden insanlar hariç genellikle çok fazla gelip-giden olmadığı için o sessizliği yaşamak insanı anlık düşüncelere yönlendiriyor.
Kuzguncuk’taki bir diğer güzel portre ise elbette evleri. Özellikle de sahilden iç kesime doğru yöneldiğinizde evlerin o tasarımını ve mimarisini görmek insana ayrı bir estetik zevk katıyor. Bu evlerin bir diğer güzel yanı, semtin genel ambiansını da derinden etkilemesi. Sokaklar arasında dolaşırken sürekli olarak bahsedilen o eski İstanbul havasını soluyabiliyorsunuz. Elbette bölge halkının bunda payı büyük. Bir mekana girdiğinizde ya da sokakta insanlarla konuştuğunuzda o semt kültürünü hissetmek, merdivendeki manzaranın dışında insana ekstra mutluluk katıyor. Nitekim Ekmek Teknesi ve Perihan Abla gibi Kuzguncuk’la özdeşleşen dizilerde de bu atmosferi gözlemlemiştik. Bu iki dizi halen semt için ayrı bir yere sahip.
Yemek konusunda ise net bir tercihimin olduğunu söyleyemem çünkü özellikle bölgeyle özdeşleşen bir mekan ya da yemeğe denk gelmedim. Bu konuda biraz geleneksel bir öneri olarak Fethi Paşa Korusu’ndaki sosyal tesisi önerebilirim. Yemekleri fiyat/performans açısından ortalama seviyede olmakla birlikte orada esas fark manzara açısından oluşuyor. Favori mekan diyecek kadar iddialı olmasa da erişilebilir fiyat politikalarından dolayı en azından İstanbul manzarasına karşı yemek yeme deneyimini yaşamak için önerebilirim.
Comments