Sanal Gerçeklik Ve Ticaretin Geleceği
- Mücahit Sakar
- 29 May 2018
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Mar 2019

Teknoloji dünyasının son yıllarda en çok konuştuğu alanlardan birisi hiç şüphesiz sanal gerçeklik. Özellikle bulunduğumuz on yılın başında yaygınlaşan bu alan, o dönemler her sektör için olmazsa olmaz figürlerden birisi olacak diye lanse ediliyordu. Maalesef bu teknoloji tam anlaşılamadan konuşulmaya başlandığı için söylentiler birbirini kovaladı ve sanal gerçeklik bir anda pik noktasına ulaştı. Buradaki problem şu: Sanal Gerçeklik 2012-2013 arasında en çok konuşulmaya başlandığı dönemde henüz altyapısal pek çok problemi vardı ve nereye odaklanılması gerektiği kesin belirlenmemişti. Haliyle böyle bir ortamda ona atfedilen “geleceğin şekillendiricisi” rolü –en azından şimdilik-sonuçsuz kaldı.
Sanal Gerçeklik ile ilgili günümüzde yapılan en ciddi eleştiri, hobi seviyesinde kalması. Oysa ki bunun en ciddi nedeni, henüz sektörlere tam olarak nasıl uyarlanabileceğinin bilinememesi. Bu yazıdaki amaçlardan biri de, bu doğrultuda ticaretle ilgili olarak sanal gerçekliğin nasıl kullanılabileceğine dair ışık tutmak. Şu anda dünya ticaretinde en çok kullanılan teslim şekli mal mukabili teslim. Mal mukabili teslim şeklinin esas amacı, ihracatçı malı gönderdikten sonra ithalatçıya belli bir vade tanınır ve bu vadenin sonunda ithalatçı ücreti öder. Burada problem yaşanan noktalardan birisi, ithalatçı malda kusur gördüğünde ya da belirtilen ürünle arasında değişim olduğunu iddia ettiğinde ödeme konusunda problem yaşanabiliyor. İşte sanal gerçekliğin çözüm sunacağı alanlardan birisi bu olabilir. İthalatçı ve ihracatçı; mal siparişi, malın yüklenişi ve ithalatçının ülkesinde iç taşımayla kendisine ulaşırken yaşanan prosesleri sanal gerçeklik gözlüğüyle inceleyebilir, böylece olası ters düşmelerin de önü kapanmış olur. Şu anda bu konuyu çözen çeşitli çalışmalar var fakat ücretlerinden dolayı hedef kitlesi genelde kurumsal firmalarla sınırlı kalıyor. KOBİ formatındaki şirketler bu ücretleri ödemeye pek yanaşmadığı için haliyle o konuda problemler yaşanabiliyor. Burada sanal gerçekliğin sunduğu çözüm sayesinde bu konuda şeffaflık daha ön planda olabilecek, dış ticaretteki anlaşmazlıkların önemli bir bölümünü kapsayan bu konu halledilecektir.
Sanal Gerçeklik teknolojisinin altyapısal anlamda pek çok eksiğini kabul etmekle birlikte, yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi, eğer spesifik olarak bir alana odaklanılırsa onunla ilgili eksiklikler daha çabuk giderilebilir. Kariyer açısından bakacak olursak, buradan pek çok yeni meslek de hayatımıza girecektir. Kendinizi bunların arasında da konumlandırabilirsiniz. Geleceği tamamen görmeniz pek mümkün değildir fakat noktaları birleştirerek onu tasarlayabilirsiniz.
Comentarios