top of page

Umuda Yolculuk Edenler


Geçen hafta Barcelona’nın sahasında oynanan ilk maçı Barcelona 3-0 kazanmıştı. Bu nedenle Liverpool’un turu geçmesi için dört farklı kazanması gerekiyordu. Bu zaten başlı başına çok zor bir durumken, maça bir gün kala Liverpool’un en önemli oyuncularından ikisinin maçta oynayamayacağı açıklandı. Liverpool için neredeyse herkes umudunu yitirmişti, Barcelona’nın finaldeki rakibinin kim olacağı konuşuluyordu. Nitekim Liverpool’un antrenörü Klopp’un maçtan önceki konuşmasında “İşimizin ne kadar zor olduğunun farkındayız. Bu maçtaki amacımız, elensek de en azından keyif veren bir maçın sonucunda elenmiş olmak.” açıklamalarını yapması ise olayın geldiği noktayı çok iyi özetliyordu.


Maç başladığında ise bunun böyle olmadığı görüldü. Barcelona oyuncuları normal bir taktik çerçevesinde oynarken Liverpool futbolcuları bir maç oynamıyor, bir umudun peşinden gidiyorlardı. Bu umudun kıvılcımını ilk yakan isim ise Origi oldu. Normalde yedek bekletilen, ilk 11’de forma şansı bulamayan Origi, esas forvetin yokluğunda kadroda yer alıp golünü atmıştı. Fakat o da ne? Bu kez de takımın bir diğer önemli oyuncusu Robertson sakatlanıyordu. İçinde az buçuk umut kırıntısı olan stattaki taraftar da içten içe turun gittiğini düşünüyordu. Önlerinde 45 dakika vardı ve turu geçmeleri için gol yemeden 3 gol atmaları gerekiyordu, hem de Barcelona’ya karşı. İkinci yarının başında Robertson oyundan çıktı ve bir diğer yedek oyuncu olan Wijnaldum girdi. Normalde ilk 11’de oynamayan bir diğer oyuncu Wijnaldum da iki gol atarak bir anda umuda yolculuğu çok daha başka bir boyuta getirdi. Artık sinerji, momentum, aura hepsi Liverpool’un yanındaydı ve ilk golü atan Origi’nin kapanışıyla Liverpool maçı 4-0 kazanarak finale yükseldi.


Hayır, bu basit bir maç hikayesi değil. Bu, hepimizin hayatında yaşanan onlarca olayın yeşil sahadaki yansıması sadece. Yazılarımızda “Yaşadığınız kötü olaylar, daha iyi olayların oluşmasına zemin hazırlar.” derken tam da bunu kast ediyorduk. Takımın en önemli oyunculardan üçünün (ikisi maçtan önce, biri maç sırasında) takımdan ayrı kalması ve yerlerine giren oyuncuların takıma 4 gol getirmesi işte bunun en güzel yansıması. Ayrıca dün “Kıskanmak ve İmrenmek Arasındaki İnce Çizgi” adlı yazımızda bir cümle vardı: “Kimse doğuştan kaybeden (“loser”) ya da kazanan (“winner”) değil. Bunlar, sizin kendi zihninizde oluşturup çevrenize yaydığınız sinerjiyle ilgili konular.” İşte Liverpool futbolcuları dün bunu da kanıtladı. Sürekli olarak loser olduğu söylenen Liverpool’da, futbolcular umuda yolculuk serüvenlerini yaparak bu sinerjiyi kendi istedikleri noktaya taşıdılar. Hayat da böyledir sevgili okuyucular. Her şey üst üste geldiğinde sizi tekrardan yukarıya çıkaracak olan tek şey, kendi umuda yolculuğunuzu başlatmaktır.

 
 
 

コメント


  • Facebook Clean
  • White Instagram Icon
  • Twitter Clean
bottom of page