Yapay Zeka ve Hukuk
- Mücahit Sakar
- 27 Haz 2018
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Mar 2019

Yapay zeka ile ilgili temel bilgi verecek olursak; 1956 yılında akademik bir disiplin haline gelmiş olup makinelerin karmaşık problemlere insanlar gibi çözüm üretmesini sağlayan bilim dalıdır. İnsana özgü bilgi, muhakeme, algılama, çözüm üretme ve planlama gibi yetenekleri makinelere kazandırmayı amaçlamaktadır. Yapay zeka, sağlıktan askeriyeye kadar pek çok alanda kullanılmakta ve hedefe ulaşma oranını ciddi oranlarda arttırmaktadır. Günümüzde Google, Tesla ve Facebook gibi pek çok firma otonom otomobiller üzerinde çalışmakta hatta yapay zekayı pazarlama alanında kullanmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda müzik besteleyen, roman yazan, satranç oynayabilen robotlar üretilmiştir. Teknolojinin ilerlemesi ve insanların bu konu üzerine çalışmalarının artmasıyla birlikte hayatımızın bir parçası haline gelen yapay zeka hakkında hukuken bazı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Gelişmeler bu hızla devam ederken hukuk bu hızın gerisinde kalmamalı ve yaşanabilecek herhangi bir olumsuzluğa karşı güncellenmelidir. Bugün geliştirilen roman yazan bir robotun hukukta bir karşılığının olmaması telif hakkı konusunda yaşanacak sıkıntılarda çözüme gidilmesini zorlaştıracaktır. Aynı şekilde herhangi bir kaza yaşayan otonom bir aracın kazadan doğan sorumluluğunun nasıl belirlenmesi gerektiğinde de hukukta bu konuyla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç duyulacaktır. Bu problemlerin çözüme kavuşturulması için öncelikli olarak robotların hukuki statülerinin belirlenmesi gerekmektedir. Robotların kişilik hakkına sahip olup olmamasına göre varılacak sonuç farklılık gösterecektir. Yapay zeka dediğimiz kavramı bir robot olarak hukuki açıdan konulara taraf olabileceğini, bazı hak ve borçlara sahip olabileceğini kabul edersek bu robotlar bir gerçek kişi olarak incelenmelidir. Bu durumda robotlar ortaya çıkardıkları eserlerin telif hakkına bizzat sahip olacaklardır. Eğer ki kişilik hakkının olmadığını varsayarsak mal statüsünde değerlendirmek gerecektir.
Yapay zekaların hak ehliyetine ne zamandan itibaren ehil olacakları ise diğer bir tartışma konusudur. Bu konunun netlik kazanması işlenecek suçlarda failin belirlenmesi gibi konularda önemli olmaktadır. Avrupa’da bu tartışma çerçevesinde bazı çalışmalar yapılmış ve yapay zekaya sahip cihazlar ve robotlar için elektronik kişilik kavramı bulunmuş ve buna dair bir yönetmelik hazırlanmıştır. Bu yönetmelikte yapay zekanın sebep olduğu zararlarda zorunlu sigorta ve yapay zekaya sahip cihazların kayıt altına alınması gibi pek çok düzenlenmeye yer verilmiştir.
Yapay zekaya sahip cihazların istihdam edilmeye başlanmasıyla birlikte işsiz kalacak olan insanlara ödeme yapılabilmesi için de ayrıca hukuki bir düzenleme yapılmalıdır. Yapay zeka ile beraber üretimde verimlilik artacak ve insanların yerine bu cihazların çalıştırılması söz konusu olacaktır. Bu durumda yaşanacak olan herhangi bir krize karşı vatandaşlık maaşı uygulaması getirilebilir. Elon Musk gibi pek çok iş adamı bunu “Universal Basic Income (Küresel Temel Gelir) adıyla savunuyor ve işsiz kalacak olan kesime sabit bir ücret ödenmesi gerektiğini düşünüyor. Savunulan bu uygulamaya göre robotların ürettiği daha ucuz ürünler üzerine bir miktar vergi eklenmeli ve vergiyle elde edilen gelirle işten çıkarılan vatandaşlara ödeme yapılarak yaşanabilecek kriz engellenecektir. Vergilendirmenin yapılması, ödenecek miktarın ve ödeme yapılacak kişi ve koşulların belirlenmesinde hukuk öne çıkmakta ve bu konuda düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır.
Sürücüsüz araçların yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte hukuki değere sahip olaylar gündeme gelecektir. Örneğin aracın yerinin sürekli olarak takip edilmesi bu aracı kullanacak olan kişinin özel hayatın gizliliğini ihlal edecektir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği henüz belirlenmiş değildir. Diğer taraftan bu aracın sebep olacağı bir kazada sürücüsünün olmamasından dolayı kimin sorumlu olacağı belirli değildir ve bu konuda henüz adli bir olay yaşanmamış olduğu için emsal bir karar bulunmamaktadır.
Yapay zekaya sahip cihazların hukuk alanında kullanılmaya başlanmış olduğu da görülmektedir. Ross adındaki robot ABD’deki büyük avukatlık şirketlerinde davalara hazırlık sürecinde görev almaktadır. Sorunları analiz etme, hipotez öne sürme ve daha önceki kararları inceleyerek daha kısa sürede sonuca varmasıyla dikkat çekmektedir. Fakat şu anda avukatların yerini almaktan daha çok davalara hazırlık sürecinde etkilidir.
Sonuç olarak yapay zekaya sahip cihazlar ve robotlar gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır ve gelecekte yaşanması muhtemel olan olayların çözüme kavuşturulmasında hukuk önemli bir rol oynamaktadır. Yapay zekanın taraf olabileceği her konuda düzenleme yapılmalı, yeni kanunlar hazırlanmalıdır.
Hicran GÜNAY
KAYNAKLAR:
Comments