Çin'in Gelecek Stratejileri
- Mücahit Sakar
- 28 Şub 2019
- 2 dakikada okunur

Çin, tarih boyunca strateji kavramını en iyi kullanan ülkelerden birisiydi. Önceki yüzyıllarda savaş alanında kendini gösteren bu strateji başarısı, son dönemlerde ise ticari alanda kendisini göstermekte. Geçtiğimiz yüzyılda kendisini üretim sektörüne odaklayan Çin, bunun meyvesini ise fazlasıyla aldı. Dünyadaki büyük şirketlerin çok büyük bir kısmı Çin’de fabrikalar açıp üretimini orada gerçekleştirdi. Nitekim gelinen noktada Çin artık bu stratejisini değiştirmeye karar verdi. Çünkü gelinen noktada artık emek gücü önemini kaybetti ve dünyadaki seçkinliğini korumak istiyorsa daha başka özelliklerle ön plana çıkmak zorunda.
Çin’in bu konudaki ilk çalışması Made in China 2025. Buradaki esas amaç, Çin’i AR-GE ve katma değerli üretim konusunda zirveye çıkartmak. Bu doğrultuda Shangai başta olmak üzere pek çok şehirde çeşitli merkezler kuruluyor ve çeşitli sektörlerin buralarda konumlandırılması amaçlanıyor. Bu süreçte Tsinghua Üniversitesi gibi çeşitli üniversiteler de akademi tarafında ilgi çeken seçeneklerden olmak için önemli atılımlar yapıyor. Elon Musk’ın 2015 ve 2017 yıllarında olmak üzere 2 kez bu üniversitede konuşma yapması bu konudaki örneklerden birisi. Bilinirlik adına yapılan bu çalışmaların yanı sıra kendi içlerinde de katma değerli hizmet üretenler ciddi şekilde teşvik ediliyor ve ön plana çıkartılıyor. Örneğin Alibaba’nın bugünkü konuma gelmesinde, ülkenin Amazon’a rakip çıkartma isteği de önemli rol oynadı.
Çin’in bir diğer önemli çalışması ise OBOR. Bir Kuşak Bir Yol (One Belt One Road) olarak adlandırılan bu çalışma, Çin’in dünya ticaretinde hakim güç olmasını amaçlıyor. Çin’den başlayan bir ticaret ağı, dünyanın çeşitli yerlerinden geçerek Avrupa’ya varmakta. Çin bu projeyi 2020’lerin sonlarında tamamlamayı planlıyor ve bunun için toplamda 50 milyar dolara yakın bir bütçe ayırmış durumda. Bu bütçenin önemli bir kısmı, geçiş noktasındaki ülkelerin altyapı çalışmalarına destek olmak için harcanacak. Ülkemizdeki Marmaray çalışması bunun örneklerinden birisi. Marmaray’ın uzun vadedeki misyonlarından birisi, vatandaşların ve ürünlerin taşımacılığında entegrasyon sağlaması. Geçiş güzergahında Türkiye kadar önemli bir başka ülke de Polonya. Bu iki ülke özellikle Avrupa’ya geçiş noktasında kilit rol oynadıkları için OBOR projesinin önemli destinasyonlarından olduklarını söyleyebiliriz.
Yukarıda yer alan iki projenin dışında Çin’in daha düşük bütçelere sahip pek çok projesi daha bulunuyor. Bunların ne derece başarılı olacağını şimdiden kestirmek güç fakat bu projeleri planlayıp başlangıcını yapmak bile dünyanın geneline önemli bir mesaj sunmakta. Ayrıca Çin Başkanı Xi Jinping, yaptığı projeleri Çin’in Yönetimi adını verdiği bir kitapta topladı ve aslında bir nevi gelecek vizyonlarını dünyaya bu kitap vasıtasıyla aktarıyor. Çin’in stratejilerine dair ilgi duyanlara bu iki serilik kitabı da öneririz.
Comments