Ülkelerin Bir Sektörde Uzmanlaşma Stratejisi
- Mücahit Sakar
- 15 Şub 2019
- 2 dakikada okunur

David Guest başta olmak üzere Amerikan iş dünyasının 1990’lı yıllarda hayatımıza kazandırdığı bir kavram var: T-Shaped. Bu kavramın amacı, bir alanda tamamen uzmanlaşıp diğer pek çok alanda da bilgi sahibi olmak. Bu teori aslında bireyler düşünülerek geliştirilmiş olsa da günümüzde ülkeler de fazlasıyla benimsemiş durumda. Pek çok ülke kendisine bir uzmanlık benimseyip oraya daha fazla ağırlık veriyor. Devlet teşviklerinin ağırlıklı olarak o sektörde verilmesi, çeşitli vergi indirimleri uygulanması ve sektörün dünyadaki öncü ülkelerinden olma vizyonu belirlenmesi durumlar o ülkeyi bir sektörde uzmanlaştırmaktadır. Burada karıştırılmaması gereken konu: Bir alana öncelik tanımak, diğer sektörleri yok saymak demek değildir. Diğer sektörlere de kendi içinde ayrı fırsatlar sunulmaktadır fakat bir sektör, ülkeyle özdeşleşmektedir. Özellikle de ihracat için bu ikisi arasında ölçüyü iyi tutturmak gerekiyor.
Bu konuda ilk akla gelen ülkelerden birisi Hindistan. Dünyanın en yoğun nüfusa sahip ülkelerinden olan Hindistan, tarih boyunca hep yoksullukla anıldı. Bunu tersine çevirmek için bu yüzyılın başlarında artık kendisine net olarak sektör hedefi belirleyip yazılıma odaklandılar. Eğitim sistemi buna göre düzenlendi, öğrenciler daha çocuk yaştayken programlama öğrenmeye yönlendirildi. Bu gibi pek çok hamlenin neticesinde, Hindistan günümüzün en çok yazılımcı yetiştiren ülkelerinden birisi. Bu yazılımcılar başta Amerika ve Batı Avrupa olmak üzere dünyanın hemen her yerinde büyük firmalarda ya da freelance olarak çalışmaktalar. Almanya’nın mühendislik alanında gösterdiği başarı da buna benzerdir. Teknik konuları hep öncelik haline getiren Almanya sistemi, ülkenin mühendislikte ekol haline gelmesini sağlamıştır. Disiplin konusundaki tanınırlıkları da bu sayededir. Finlandiya’nın eğitim konusunda dünyanın örnek gösterilmesi de yine belirlenen stratejinin bir sonucudur. Bu alanda dünyanın en önemli ülkesi olmak için yoğun bir süreç geçirdiler. Japonya’nın sanayide, Çin’in üretimde uzmanlaşması da bu felsefenin yansımalarıdır. Amerika’da ise aynı sistem biraz daha farklı şekilde işlemekte. Amerika’da her eyalet ayrı bir ülke gibi yönetiliyor, dolayısıyla her eyalet farklı bir özelliğiyle ön plana çıkıyor. Hatta en kalabalık eyalet olan Kaliforniya kendi içinde ikiye ayrılıp iki farklı alanda uzmanlaşmakta. Örneğin, Massachusetts’in diğerlerinden ayrılan yanı Boston’daki sağlık hizmetleridir. Kaliforniya ise Silikon Vadisi ve çevresi sayesinde teknoloji girişimciliği, Los Angeles sayesinde eğlence dünyasının merkezi olmuştur.
Buradan çıkarılabilecek sonuç, bir ülkenin sembolü olan bir ya da iki tane uzmanlık alanı olmalıdır, tıpkı insanlarda olması gerektiği gibi. Bunlar ülkenin temel gelirlerini oluşturmaktadır. Diğer alanlar da bu uzmanlık alanının ışığında gelişmekte ve ülke ekonomisine fayda sağlamaktadır.
Commentaires