top of page

Başkaldırı Psikolojisi: Ajax ve Manchester United



Hayatta sıfırı tükettiğiniz bazı anlar vardır. Diptesinizdir ve artık kaybedecek başka bir şeyiniz bulunmuyordur. Bu anlarda yapacağınız tek şey elinizden gelenin en iyisini yapmak olur ve genellikle sizi yukarıya taşır. Ajax ve Manchester United’ın Şampiyonlar Ligi maçlarında aldıkları sürpriz sonuçlar da bununla ilgili. Bu yazıyı bir futbol incelemesi olmaktan alıkoyan ise, bu iki takımın maçlarını tamamen psikolojik unsurlarla ele alacak olmamız.


Öncelikle olayın perde arkasını aktarmak gerekirse: Ajax, Real Madrid ile kendi sahasında oynadığı ilk maçı kaybedip dezavantajlı duruma düşmüştü. Aynı şekilde Manchester United da kendi sahasında oynadığı ilk maçta Paris Saint Germain’e kaybetti. Her iki takımın da elenmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu fakat ikisi de rakiplerinin sahasında farklı kazanarak bir üst tura yükseldiler. Buradaki kilit soru, iki maç arasında geçen sürede nelerin değiştiği. Nasıl oluyor da ilk maçta daha avantajlıyken kaybedip sonrasında dezavantajlı durumu kendi lehlerine çevirebildiler? Aslında cevabı basit: İnsanın belli anlarda ortaya çıkan içindeki başkaldırı potansiyeli. Bu öyle bir şeydir ki, hiç beklenmeyen bir anda bütün dünya karşınızda da olsa onların saygı duymasını sağlayacak bir seviyeye çıkmanızı sağlar. Bunun her zaman kesin olarak başarı getireceğini iddia edemeyiz fakat her zaman hak ettiğiniz saygıyı duymanızı sağlayacağını söyleyebiliriz. Çünkü insanın içindeki bilgi ve yetenek, onu değerlendirebildiği anlarda kıymet kazanır. Karşınızdaki kişiyi ya da olayı küçümsediğinizde bu bilgi ve yetenekleri değerlendirebilmeniz zorlaşıyor. Dolayısıyla bu da rakibinizin başarılı olmasına ya da uzmanlığınızla ilgili yapmanız gereken basit bir şeyi bile yapamamanıza neden oluyor. Aslında başkaldırı psikolojisinin sonuç vermesinde rakibinin de önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz.


Dipte olmanın çoğu zaman iyi sonuçlara ulaşmak için araç olduğunu söyledik fakat elbette bu sizi oraya götürmek için teşvik etmemeli. Çünkü oraya düştüğünüzde anlık kıvılcım etkisi yaratan başarılar yakalayamazsanız tekrar yukarı çıkmanız çok daha zor olacaktır. Bu nedenle, her zaman potansiyelinizin farkında olun ve en iyisini yapmak için mücadele edin. Aksi takdirde karşılaşacağınız güçlü bir rakip ya da olay, hevesinizin tamamen tükenmesine neden olabilir. Bununla beraber, dibe düştüğünüzde de dünyanın sonuymuş gibi davranmak yerine içinizdeki kıvılcımı açığa çıkartmaya çalışın. Gerisi kaderin yardımıyla gelecektir. Tıpkı Manchester United’ın 90+3’te bulduğu penaltı golüyle tur atlaması gibi..

Comments


  • Facebook Clean
  • White Instagram Icon
  • Twitter Clean
bottom of page