Hayatı Deneyimlerle Öğrenin #1
- Mücahit Sakar
- 27 Mar 2019
- 3 dakikada okunur

Üniversitenin ilk yılları, kariyerle ilgili kendime rota çizmek istediğim bir dönemdi. Bu rotayı çizmek için de bolca etkinliğe gidiyordum. Etkinlikler için iş dünyasıyla ilgili onlarca şirket, dernek, kulübü takip ettiğimi söyleyebilirim. Bir keresinde bu derneklerden birinin websitesinde etkinlik bildirisine denk geldim. Girişimcilikle ilgili bir etkinlikti ve açıkçası derneğin saygınlığından dolayı katılmam gerektiğini düşündüm. Aslında etkinliğin lüks bir otelde yapıldığını görünce katılım kitlesinin üst seviye olabileceğini düşünerek gidip gitmemekte kararsız kaldım fakat yine de LCV için mail adresi belirtilen kişiye mail gönderdim. Sonrasında olumlu dönüş yapılınca ortalama bir toplantı olacağını düşünerek katılmaya karar verdim.
Etkinlik günü geldiğinde ortalama girişimcilik toplantılarında olduğu gibi spor ceketle kombinlediğim casual bir kıyafetle etkinliğin yapılacağı otele gittim. Toplantı odasına gittiğimde U şeklinde bir masa vardı, ben de tam ortadaki üç sandalyeden birine oturdum. Bir süre sonra (o anda unvanlarını bilmediğim) iki kişi bana tebessüm edip yanıma oturdular. Ardından masa tamamen doldu. O anda şunu fark ettim: Masada ben hariç herkes takım elbiseliydi. O anda içimde “acaba yanlış bir yerde miyim?” şüpheleri oluşmaya başlamıştı. Yanımdaki hanımefendi kendisini tanıttı ve ben de böylece kendisinin üst düzey bir şirketin Türkiye’deki genel müdürü olduğunu öğrendim. Artık kesinlikle emindim, ben oraya kazayla gelmiştim. Sonrasında herkesin kendisini tanıtması istenince benden önceki 14 kişi –en düşüğü Yönetim Kurulu Üyesi olmak üzere- holdinglerindeki unvanlarını belirttiler. Sıra bana geldiğinde ise kendimi nasıl tanıtacağımı pek bilemeyerek “ben unvanım sizinkiler kadar iyi değil açıkçası, üniversite öğrencisiyim ve mikro ölçekli birkaç mobil uygulama projesinin kurucu ortaklığını üstlenmekteyim” gibi şeyler söylemiştim. Muhtemelen dışarı çıkmam istenecekti, kendimi buna hazırlamıştım fakat yanımdaki hanımefendi bunun yerine şöyle demişti; “Aramızda böyle üniversite öğrencisi genç girişimcilerin olması çok güzel.” O güne kadar yaşadığım en büyük şaşkınlıklardan birisiydi. Yine de olayı bozuntuya vermeyerek toplantının parçası olmaya devam ettim. Sonrasında hem o derneğin hem de genel olarak iş dünyasının önemli isimlerinden biri olan beyefendi geldi ve o da toplantıya katıldı. Türkiye’deki fazlasıyla önemli şirketlerin üst düzey yöneticileri girişimciliği şirketlerinde nasıl uygulayabilecekleri üzerine beyin fırtınası yapıyordu ve ben de buna bizzat toplantının parçası olarak şahit oluyordum. Hayatımın en keyifli ve heyecan verici saatleriydi, duyduğum pek çok fikri kağıda yazıp yanına notlar alıyordum. Toplantı bittiğinde, toplantıya sonradan katılan ve Türkiye’de rol model olarak da gördüğüm büyüğümün yanına giderek şöyle bir diyalog başlattım:
-Merhaba, ben Mücahit Sakar. Öncelikle toplantıdaki paylaşımlarınız için teşekkürler. Ben şirketlerde girişimciliğin uygulanmasıyla ilgili 1-2 konuda fikrinizi almak istemiştim, açıkçası bunu en iyi uygulayan yöneticilerden birisiniz.
+Merhaba Mücahit, sorabilirsin tabi! Bu arada sen kiminle gelmiştin toplantıya?
- Ben kimseyle gelmedim aslında, bireysel olarak başvuru yapmıştım. Onay maili gelince de katıldım.
+ (Şakayla karışık) Yani açıkçası biz de bütün etkinlik boyunca kendi aramızda senin kimin tanıdığı olduğunu çözmeye çalıştık. Ama çözemediğim bir şey var, biz bu etkinliğin sadece kendi aramızda olması için sosyal medyada paylaşılmamasını söylemiştim. Sen nasıl gördün bu toplantıyı?
- Ben her ay belli kuruluşların sitelerindeki toplantıları takip ediyorum, bu etkinliğinizi de görünce girişimci adayı olarak ilgimi çekti ve katılmak istemiştim.
+ Sana bir şey söyleyeyim, bence gerçekten tam girişimci adayıymışsın! Kendisini geliştirmek için bu kadar araştırma yapıp proaktif olarak çalışma yapan biri cidden potansiyel vaat ediyor. Peki son bir şey sormama izin ver lütfen, biz bu etkinliğe LCV ile katılımcı alıyorduk, hatta otelin girişinde de bunu doğrulatmalarını istedik. Bunu nasıl hallettin?
(Burada bakışlar, LCV’lerden sorumlu olan hanımefendiye yönelir.)
· Yani evet, ben Mücahit Bey’in başvurusunu gördüğümde tanıyamadım ilk başta. Sonrasında Linkedln profiline baktım, takım elbiseli bir fotoğrafı vardı. Bu kadar araştırma yapacağını tahmin edemediğim için sizden birinin yakını olduğunu düşündüm.
+ Hem girişkenliğin hem de toplantıdaki ortama uyumundan dolayı tebrik ederim Mücahitcim. Teknik kısımlarda yine bir doğrulatma yapmanı öneririm ama heves ve girişkenlik açısından hep böyle devam et. Şimdi sorularına geçebiliriz...
İnsanlara sadece tanımlar sunmak yerine gerçek olayları aktarmanın hep daha keyifli ve öğretici olduğunu düşünmüşümdür. Bu yaşadığım olay, üniversitenin başından bugünlere dek hep büyük bir deneyim sunmuştur. Özellikle de toplantı ve sonrasındaki diyalog sayesinde iletişim becerileri ve başarılı yöneticilik yetkinlikleri gibi konularda çok farklı bakış açılarına sahip olduğumu keşfettim. O gün başıma gelebilecek en kötü şey, toplantıdan çıkmam istenebilirdi. O da çok problem olmazdı, bu gibi arayış süreçlerinde bazen olumsuz durumlar yaşanabilir. Bu nedenle, hayatta hep deneyim sahibi olmaya ve bu deneyimleri paylaşmaya odaklanın. Bu sayede teknik bilginizi yaşanmış olaylarla sentezleyerek kendinizi her anlamda geliştirmiş olabilirsiniz. Kendime yıllardır motto haline getirdiğim bir İngiliz atasözünde de söylendiği gibi: Deneyim en iyi öğretmendir! (Experience is the best teacher.)
Comentários