top of page

Hollywood ve İletişim


Algı, hiç şüphesiz ki her dönemin en kilit konularından birisi oldu. Özellikle kitleleri bir şeylere ikna ederken kullanılan bu strateji sayesinde verilmek istenen mesaj karşı tarafa daha net ve çabuk ulaşırken başarı oranını da artırıyor. Hollywood da bunun en iyi uygulandığı yerlerden birisi. Yıllar boyunca çeşitli ürünlerin ya da düşüncelerin algısı yapıldı ve bu sayede kültür iknası yapılırken diğer taraftan kendi filmlerinin de geniş bir coğrafyada tanınması sağlandı. Bu filmleri estetik kaygının ötesinde bir de bu şekilde analiz etmek, yarının yönetici adayları olarak sizler için önemli bir çalışma olacaktır. Aşağıda bunun örneklerini, verilmek istenen mesajlarla birlikte irdeleyeceğiz:


Örneğin son 20 yılda çekilen Amerikan filmlerindeki cep telefonu sahnelerine bakın, neredeyse hepsinde Amerikan şirketlerine ait telefonların kullanıldığını göreceksiniz. Aynı şekilde fast-food tüketimini neredeyse her filmle bir şekilde entegre edilmiş durumda. Benzer biçimde, her filmde sigara kullanımının olduğu ve son dönemde hazır kahve alındığı da diğer başlıca örnekler. Filmlerde bu ögeler kullanılırken esas amaç şirketlerden gelir elde etmek değil, istenen toplum yapısını inşa etmek. Çünkü hem şirketler hem de yapımcılar tarafında bilinen şöyle bir realite var ki: Eğer bu istenen inşa tamamlanırsa iki taraf da uzun vadeli başarılara imza atmış demektir. Burada ince bir nokta var, o da bu reklamların aslında sadece reklam amaçlı değil, filmin olağan akışı içinde bir zorunluluk gibi sunulabilmesi. Türk dizi ve filmlerindeki ürün yerleştirmelerinin ne kadar zoraki olduğunu göz önünde bulunduracak olursak bunun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Burada söz konusu edilen amaçlardan biri de “Make America Great Again” felsefesini tüm dünyaya yaymak. İnternet alışverişlerinde Çinli dev firma yerine Amerikan e-ticaret devinin adının geçmesi, fast-food konusunda hamburgerin kapladığı ağırlık, diğer ülkelerin sigaralarına karşı olarak sürekli Amerikan sigaralarının reklamının yapılması, spor giyim alanında diğer ülkelerin markaları yerine Amerikan ürünü olup globalleşen markaların ürünlerinin kullanılması gibi faktörler gösteriyor ki bu aslında planlanmış ve uzun yıllara dayanan bir planlamanın ürünü. Burada sizi ilgilendiren kısım ise şu: İkna ve algı yönetimine dayalı işler yaparsanız hikayeleştirme her zaman için öncelikleriniz arasında olmalı. Aksi takdirde, Türk dizilerindeki ürün yerleştirmelerin çoğunda olduğu gibi zoraki duruyor. Oysa Hollywood filmlerinde bu markaların aslında filmin birer parçası olduğunu hissedebiliyorsunuz.


Rivayetlere göre insanlar okuduklarının %20’sini, gördüklerinin ise %80’ini hatırlar. Bu rivayet oransal olarak doğru mudur bilemeyiz fakat şu bir gerçek ki; eğer vermek istediğiniz mesajı onlara göstererek (bir video ya da fotoğraf içerisine hikaye katarak) ifade ederseniz müşterinin olumlu geri dönüş oranı çok daha yüksek olacaktır. Bu durum film yapımcıları için de sürdürülebilir üretimi sağladığı için Hollywood örneğinde bunun başarıyla uygulandığını görebiliyoruz.

Comments


  • Facebook Clean
  • White Instagram Icon
  • Twitter Clean
bottom of page