İnsanlar Nasıl Ünlü ve/veya Zengin Oluyor?
- Mücahit Sakar
- 24 Mar 2019
- 2 dakikada okunur

Çevremizde herhangi bir ünlü ve/veya zengin ismin adı geçtiğinde şanslı olduğundan bahsedilir. Gerçekten öyle midir? Ünlü ve/veya zengin olmanın tek seçeneği şans mıdır? Elbette hayır. En azından şansın çevremizde vurgulanan anlamıyla değil. Bugün televizyonlarda gördüğünüz futbolcular, siyasetçiler, oyuncular, şarkıcılar ya da internet ekranlarında gördüğünüz Youtuberlar.. Hepsi, temelde sizinle aynı insanlar olsa da iki özellikleriyle toplumdan sıyrılıyorlar:
1) Bir şeyi gerçekten çok istemek
2) Onun için sabretmek
3) Girişken olmak
Televizyon dizilerinde yer alan oyuncuları gözünüzün önüne getirin. Sokakta onlardan daha güzel/yakışıklı ve oyunculuk potansiyeli olan kişiler yok mu? Hayır, var. İzlediğiniz dizi oyuncularını bugünkü konumlarına getiren ise oyunculuğu gerçekten istemiş olmak. Hemen hemen hepsi bunu çok istedi, oyunculuk için yeri geldi günde 12 saat figüranlık yaptılar, yönetmenlerin peşlerinde koştular ve sabrettiler. Bu girişken yapıları onların karşısına günün birinde fırsat çıkardı ve değerlendirdiler. Bunu en iyi şekilde değerlendirenler başrol oyuncusu olurken kısmen değerlendirenler ise yardımcı rollerde devam ettiler. Ya da Enes Batur’u ele alalım. İçeriklerini beğenmeyebilirsiniz, hayata bakış açısı size uymayabilir fakat şunu kabul etmeliyiz: 5 senedir her gününü bir işe ayıran birinden bahsediyoruz. Her gün 3 saatini ayırmış olsa bile (ki muhtemelen hesaplanabilse bunun daha fazlası çıkar) 5 bin saatin üzerinde zaman ayırdığını görebiliriz. Ünlü ya da zengin olmanın sırrı burada aslında. Kimse, yaptığı işin karşılığını ertesi gün almıyor. Hata yapıyorlar, belki kendileriyle dalga geçiliyor, emekleri küçümseniyor fakat günün sonunda zirveye yükseliyorlar. Bu her meslekte geçerli.
Bu noktada, doğuştan zengin ya da ünlü olarak dünyaya gelenler aklınıza takılabilir. Evet, onların bir şansının olduğunu söylemek mümkün fakat mevcut ünlü ve zengin isimlerin yanında oranları çok düşük. Özellikle de günümüzde insanlar her şeyi tüketmeye eğilimliler. Sürekli olarak bir şey üretip insanların önüne sunduğunuzda bir şekilde geniş kitlelere ulaşıyorsunuz ve gerçekten iyiyseniz hakkınızı teslim ediyorlar. Nitekim ilk başlarda Instagram’da 80 kişiye canlı yayın yaparak gösterilerine başlayan Kaan Sekban’ın şu anda 2500 kişilik Zorlu Center’da kapalı gişe gösteri yapması, ülkenin dört bir yanından talep alması ve hatta yakında Dubai’de gösteri yapacak olması bu söylediğimize güncel ve başarılı bir başka örnek. Burada önemli olan nokta, insanlara ne sunacağınızı bilmeniz. Kimse gelip size fikir vermeyecek, siz sunacaksınız ve iyiyse insanlar bunu alıp çevrelerine yayacaklar. Unutmayın, her arzın kendi talebini yarattığı bir dönemdeyiz. Sabredip, işinize inanıp, girişken bir şekilde onun peşinden giderseniz kader önünüze birkaç fırsat çıkaracaktır. Oyunun kuralı böyle..
Kommentare